Halim Özyazıcı
Nalıncı Hacı Cemâl Efendi’nin oğlu olarak H. 20 Şa’bân 1315/m. 14 Ocak 1898’de İstanbul’da doğdu. Asıl ismi Mustafa Abdülhalim’dir. Esekapısı İbtidâî Mektebi’nde ve daha sonra Haseki’deki Gülşen-i Ma’arif Rüşdî Mektebi’nde okudu. Mektebin yazı hocası olan Hâmid Aytaç’tan sülüs ve nesih, Ferîd Bey’den de dîvânî ve rık’a dersleri aldı. Mezun olduktan sonra Sanayi-i Nefîse Mektebi’nin hâk ve resim şubesine girdi. Ertesi sene, yeni açımış ollan Medresetü’l-hattatîn’e kaydoldu. Burada Hasan Rızâ Efendi ve Kâmil Akdik’ten yeniden sülüs ve nesih, Tuğrakeş İsmâ’il Hakkî Altunbezer’den celî sülüs ve Hulûsî Yazgan’dan da ta’lik meşketti. Medresetü’l-hattatîn’den H. 20 Zi’l-hicce 1336/M. 27 Eylül 1918’de şahâdetnâme aldıktan sonra Dîvân-ı Hümâyûn Kalemi’ne girdi.
Askere alınınca Matbaa-i Askeriye hattatlığına tayin edildi. Bilahare Evkaf Matbaası’nın hattatlığı da uhdesine verildi. Cumhuriyet’in ilanı üzerine terhis edilince Bâb-ı lî civârında bir yazıhâne açtı. Bir aralık Devlet Matbaası hattatlığını da yaptıysa da, harf inkılâbı ile bırakmak zorunda kaldı. Mısır’a yerleşme isteği de reddedilince yazıhânesini kapatarak Tepebağı’ndaki evine çekildi. Dileyenlere yazı yazdığı ve daha ziyade bağıyla ilgilendiği bu dönemdeki yazılarına “Ketebehü Hâlim sâbıkan hattat hâlen bağıbân” şeklinde ketebe koyan hattat, İstanbul Üniversitesi’nden mezun olanlara verilen diplomaları da yazdı.
1940’lı yıllarda başlayan eski eserlerdeki restorasyon çalışmaları esnasında, bazı yapılardaki eski yazıların yenilenmesine memur edildi. Bu çalışmaları sayesinde 1948’te Güzel Sanatlar Akademisi’nin hocaları arasına girdi. Bu arada Hac fârizasını de ifâ etti. Akademi’den 1962’de emekli olduktan sonra çalışmaların Zeytinburnu’ndaki evinde devam eden Halim Özyazıcı, evine giderken geçirdiği bir trafik kazası neticesinde yaralanmış, bir müddet hasta yattıktan sonra 30 Eylül 1964’te vefât etmiştir. Kozlu Mezarlığı’nda medfundur.